KEMAL GÖZLER'İN WEB SİTESİ

www.kemalgozler.com

 

 

YARGITAYIN ECE GÖLÜ KARARI

 

T.C.

YARGITAY

7. HUKUK DAİRESİ

E. 1977/11537

K. 1977/12272

T. 29.11.1977

 

• DEVLETİN HÜKÜM VE TASARRUFU ALTINDA BULUNAN YERLER ( Göller )

• GÖLÜN TAPU SİCİLİNE TESCİLİ İMKANININ BULUNMAMASI

743/m.641

 

ÖZET : Doğal olarak oluşmuş ve aynı zamanda genel su niteliğini taşıyan göl için alınmış olan tapu kaydı hukukça değer taşımaz.

DAVA : Taraflar arasında görülen ve tapulama tesbitinden doğan, davadan dolayı verilen hükmün Yargıtayca incelenmesi istenilmekle, tetkik hâkiminin raporu ve dosyadaki belgeler incelendi, gereği görüşüldü:

KARAR : Tapulama sırasında 2811 parsel sayılı 9.057.000 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz Ece Gölü metrukatı olarak devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu belirtilmiş ve asliye mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tesbit edilmiştir. Asliye mahkemesinde görülmekte olan davacı Yeniçiftlik Köyü Tüzelkişiliği ve diğer davacıların birbirleri ile Hazine aleyhine açtıkları müdahalenin önlenmesi davası tapulama mahkemesine devir edilmiştir. Mahkemece davaların reddine, nizalı 2811 sayılı parselin davalı Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir.

Hükmü temyiz eden bir bölüm davacılar Ağustos 1311 gün ve 44 sayılı tapu kaydına dayanmışlardır. Sözü edilen tapu kaydında taşınmazın türü göl olarak gösterilmiştir. Mahkemece yapılan keşif ve uygulama sonucunda öncesi göl olan nizalı taşınmazın dört nokta biçimindeki sınırları ile gölü çevrelediği saptanmıştır. Medeni Kanundan önce ve tapu kaydının oluşturulduğu günde ve ondan sonra göl, deniz, nehir gibi kamunun yararlandığı genel suların tapu siciline tescil edilmesine ve özel olarak tasarrufuna olanak sağlayan bir hüküm getirilmemiştir. Arazi Kanunnamesinde arazi türü açıklanmış ve fakat miri, vakıf, mülk, metruk mevat arazi arasında bu tür genel sular yer almamıştır. Mecellenin 1237, 1238, 1264. maddelerinde bu tür suların mübah olduğundan söz edilmiş bulunması, bu tür sulardan herkesin yararlanması anlamına gelir. Suyun mübah olması o suyun kişi adına tapuya tesciline olanak sağlamaz. Bu itibarla olayda olduğu gibi 20.000 dönüm alanında bulunan ve genel su niteliğini taşıyan gölün tapu siciline tescili olanağı bulunmamaktadır. Hal böyle iken nizalı gölün 1306 gününde tapuya bağlanmış olması hukukça değer taşımaz ve böyle bir tapu kaydına geçerlilik tanınamaz. Gölün sonradan kurutulmuş olması daha önce göl iken bağlı bulunduğu hükümlerin davacılar yararına değişik sonuç doğurmasına olanak sağlamaz. Bir başka deyimle taşınmazın türünün sonradan değişmesi daha önceki geçersiz işlemleri geçerli hale getirmez. Kaldı ki gerekmediği halde tapuya tescil edilmekle oluşmuş bir kazanılmış hak varlığından bir an için söz edilse bile sonradan yürürlüğe giren M.K.’nun 641. maddesi bu tür taşınmazlar hakkında âmir bir hüküm getirmiş ve bunların kimsenin malı olmayacağı esasını koymuştur. Sözü edilen hüküm kamunun yararına konulmuş ve uyulmaması halinde düzen bozucu bir nitelik taşımış olması bakımından kamu düzeni ile ilgilidir. Medeni Kanunun uygulanması ile ilgili olan Kanunun 2. maddesi hükmünce M.K.’nun 641. maddesine aykırı bir biçimde oluşturulmuş bulunan hakların varlığından söz edilemez. Daha önceki olaylar dahi Medeni Kanunun 641. maddesine bağlı olacaktır. Bu nedenlerle de doğal olarak oluşmuş bulunan ve aynı zamanda genel su niteliğini taşıyan göle alınmış olan tapu kaydı hukukça değer taşımaz. Bu itibarla göl tapu kaydına dayanan bir kısım davacıların temyiz itirazları yerinde bulunmamaktadır. Davacı köy tüzelkişiliğinin taşınmaz üzerinde bir hakkının varlığı ispatlanamamıştır. Diğer bir kısım davacıların dayandıkları hüccetin nizalı taşınmaza ait olduğu da isbatlanmış olmakla beraber ait olduğu kabul edilse bile yukardaki tapu kaydı yönünden açıklanan gerekçelere göre hüccet de hukukça değer taşımamaktadır.

SONUÇ : Bu nedenlerle yerinde olmayan tüm temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ( ONANMASINA ) ve Yargıtay duruşmasında avukatla temsil edilen Hazine için takdir olunan 1400 lira avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, 766 sayılı Tapulama Kanunu’nun 74. maddesi uyarınca 10 lira onama ilâm harcının temyiz edenlerden alınmasına oybirliğiyle karar verildi.

Yargıtay Yedinci Hukuk Dairesi,  29 kasım 1977 Tarih ve E.1977/11537, K.1977/12272 Sayılı Ece Gölü Kararı, Yargıtay Kararları Dergisi, Cilt 4, Sayı 8, s.1300.

 

 


Bir Üst Sayfa: http://www.kemalgozler.com/ece-golu.htm

Ana Sayfa: www.kemalgozler.com

Editör: Kemal Gözler

Konuluş Tarihi: 7 Haziran 2010